Yusuf Kamil Paşa ve davetliler önceden bildirilen mükellef yemekleri iştahla
yedikten sonra, meyve faslına geçilir. Masaya buzlu çilekler gelir. İlk olarak
uzanan Yusuf Kamil Paşa, çatalını sapladığı iri bir çileği ağzına götürürken
kazara masadaki tuzluğun içine düşürür. Ama ziyan olmasın diye tuza bulaşmış
çileği alıp yer. Berbat bir tat verdiği halde bozuntuya vermez ve masada
bulunanlara:
- Arkadaşlar, tuzlu çilek hiç de fena olmuyormuş, isteyen deneyebilir, diye
tavsiyede bulunur. Bunun üzerine birkaç kişi dener. Bunlar:
- Paşam gerçekten nefis oluyor...
- Bundan sonra çileği hep tuzlu yemek isterim.
- Tuzlu çileğin lezzetini keşfetmekte geç bile kalmışız, gibi asılsız,
Paşa’ya yaranma hedefi güden şeyler söylerler.
Kamil Paşa, o esnada masada bulunan, yardımcılarından, yeri geldiğinde sözünü
esirgememekle tanınan, Minas Efendiye de:
- Arkadaşların görüşleri için sen ne dersin Minas Efendi, diye fikrini
sorar.
Minas Efendi kendisinden beklendiği şekilde cevap verir: - Paşam, bu
adamlar özel hayatlarında bu düşüncelerini söyleseler üzerinde durulmaya
değmezdi. Fakat devlet hayatında da böyle ikiyüzlü davrandıkları için,
memlekette işler bu yüzden kötüye gidiyor!..
Demek ki zamanında vardı ve oldu . Şimdilerde de var hiç bitmez insan nesli devam ettiği müddetçede olacaktır. Devletimizin yönetiminde yer almak için , çeşitli yalanlarla ve dolanlarla başımıza gelen insanlar.Pek tabi biz hepsi için söylemiyoruz ama görüyoruz.Artık bilgi edinmek çok kolay kitap karıştırmaya da luzum yok . İstediğiniz herşeyi görebiliyorsunuz şu internet nimeti sayesinde yeter ki kullanmayı bilelim. Aynı şahsıyetlerin birbirine taban tabana zıt konuşmaları. Nesillerimiz , insanlığımız bu kişilere emanet ama gel gelelim hiç de emanet edilmeyecek kişilere bırakmışız kendimizi . Çeşitli ülkelerin boyunduruğu altında başka konuşmalar , peşkeşler , yağlamalar , yaranma çabaları ( hikayede olduğu gibi ). İş sandığa düşünce de halkımıza yapılan konuşmalar...
Hem de hiç haberlerde eski konuşmalarının zıtlıklarından bahsedilememiş gibi .
Geçende bir gazete de okumuştum . Köşe yazarları davos hakkında bahsedip geçmişler ama bir köşe yazarı es geçmemiş kafasını ellerinin arasına alıp düşünmüş. Dikkat ederseniz Davos'ta ki olaydan sonra bizim mayınlı arazilerimizin satışı israile verilmek istendi .
Peki neden ?
Yazar şöyle diyor ; yaptığı çıkışın bedeli olsa gerek !!!
Davos ' ta yapılan çıkış yaptın nedendir bilinmez ama elbette ki bir halka oynamaydı bu
Peki şimdi ne yapıyoruz. Aynı araziyi artistlik yapmış olduğumuz kişilere veriyoruz. Bu size sıradan gelebilir ama dikkat ediniz! Burada her iki tarafta mutlu oluyor. Bu ikili oynamaktan başka nedir ? Eğer ikili oynama değilse, milletine karşı çıkıp vermeye çalışmazdı.R.Tayip Erdoğanın yapmak istediği topraklarımızı değerlendirmek değil.Onlara ikram etmektir.
Arazi verilmedi diyecek olursanız ki sanmıyorum . Araştırın takip edin bakın kimin olacak arazilerimiz.
Takdir sizin ... Yorumlarınızı paylaşabilir , Farklı bir boyuttan bakmamızı sağlayabilirsiniz.
|